2022 YILI ASGARİ ÜCRET ARTIŞ ORANI TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMAMIZDIR
ANKARA
Ülkemizin en büyük işçi topluluklarından biri olan HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı Ağaç, Kâğıt ve Mobilya iş kolunda faaliyet gösteren Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Tuncay Dolu, 2022 yılı için olması gereken asgari ücret artışı oranı hakkında açıklamalarda bulundu. Dolu, “Geldiğimiz ekonomik durumda asgari ücretliye yüzde 75’ten aşağı belirlenecek olan bir zam oranı ülke gerçekleri ile örtüşmez” ifadesini kullandı. Dolu açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Asgari ücret belirlenirken esas alınması gereken TÜİK’in karma enflasyon sepeti değil, temel gıda enflasyonundaki artış oranıdır. Biz bunu geçen sene de savunduk. Vergi yükümlülüğü ve refah payı taleplerimiz yerine gelmese de yüzde 21.56’lık ücret artışı, temel gıda enflasyonundaki artış oranına göre beklentilere bir nebze de olsa cevap verdi.
Ancak geldiğimiz ekonomik durumda temel gıda ürünleri başta olmak üzere yaşanan hayat pahalılığı çalışanlarımızı ekonomik olarak zor duruma düşürmüştür. Bununla beraber son bir yıl içinde altın ve dolardaki yüzde 60 civarındaki artış doğrudan veya dolaylı olarak hayatın tüm alanlarını etkilemektedir.
“MİLYONLARCA ÇALIŞANIN TEMEL GIDA İHTİYAÇLARINI KARŞILAMASI ZORLAŞMIŞ BORÇLA BİLE OLSA ARABA, EV ALMA HAYALLERİ İMKÂNSIZ HALE GELMİŞTİR”
Son bir yıl içinde temel gıdadaki reel artış TÜİK’in paylaştığı artış oranından çok daha fazla olmuştur. En basitinden geçen sene 1.25 TL olan ekmek fiyatı şuan 2.25 TL, et, tavuk, meyve, sebze, süt ürünlerindeki artış ise yıllık bazda yüzde 70’leri aşmış ve çalışanımızın maaşı enflasyon karşısında erimiştir. Şu durumda milyonlarca çalışanımızın aylık temel gıda ihtiyaçlarını bile karşılaması zorlaşmış, az da olsa maaşımdan arttırayım, borçla, krediyle de olsa ev, araba sahibi olayım düşüncesi hayal hatta imkânsız hale gelmiştir.
“MALİYETLERİ BAHANE EDEREK ZAM YAPAN SANAYİCİ ve İŞVEREN, MALİYET UNSURU OLAN İŞÇİ ÜCRETİNİ DE AYNI ORANDA ARTTIRMALIDIR”
Ülkemizin artan ihracat rakamları bizleri sevindirse de, ihracatta kuvvetli dolar artışı ile büyüyen sanayici ve işverenler, değeri düşen ve zayıflayan Türk Lirası geliri olan çalışanlarını gelir seviyesi ve refah düzeyi olarak zayıflatmamalıdır, enflasyona karşı ezdirmemelidir. Maliyetler bahane edilerek ürünlere zam yapan sanayici ve işadamları, maliyetin bir unsuru olan işçi ücretlerine de diğer maliyetler kadar zam yapmalıdır. Aksi takdirde yurt içinde ürünlerini satacak müşteri bulamayacaktır.
Ayrıca Devletimizin üretim ve ihracata dayalı yeni ekonomik planında arzuladığı seviyeyi yakalayabilmesinde çalışanımızın rolü daha da önem kazanmıştır. Bu yüzden özellikle ihracata dayalı üretim yapan sanayici ve iş adamları de taşın altına eline koyarak çalışanın gelir seviyesi ve refah düzeyini arttırmak için elinden geleni yapmalıdır.
“GELDİĞİMİZ EKONOMİK DURUMDA ASGARİ ÜCRETLİYE YÜZDE 75’TEN AŞAĞI BELİRLENECEK OLAN BİR ZAM ORANI ÜLKE GERÇEKLERİ İLE ÖRTÜŞMEZ”
Tüm bu verileri ele aldığımızda ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “çalışanlarımızı fiyat artışlarına karşı koruyacağız” açıklamasına güvenerek, asgari ücrette 3 er aylık dönemde en az yüzde 25 olmak üzere toplamda yüzde 75’ten aşağı olmayan bir asgari ücret artışı gereklidir. Yüzde 75’ten aşağı belirlenecek olan bir zam oranı, hem ülke gerçekleri ile örtüşmez hem de büyük bir toplumsal bunalım ve kaosa kapı aralar.
Zam oranına ek olarak çalışanımızın refah payının yükselmesi adına da dar gelirlilerde büyük bir kambur haline gelen ve artık sürdürülebilir olmaktan uzak olan gelir vergisinin, asgari ücretliden kesin olarak alınmaması gereklidir. Diğer taraftan ücretlilerin kâbusu haline gelen gelir vergisi dilinmelerinde adil olarak yeniden düzenleme yapılması ve matrahın en az %100 artırılması şarttır.
Biz başta Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devletimizin de, hükümetimizin de bu ekonomik sıkıntının farkında olduğunu biliyoruz ve yüzde 75’ten az olmaması kaydıyla çalışanlarımızı enflasyona karşı ezdirmeyecek bir oran da artış talep ediyoruz.” İfadelerini kullandı.